Son yıllarda artan hamburger gibi hızlı tüketim gıdalarının tüketimi beslenme bozukluklarıyla birlikte obezite gibi diğer birçok riskli hastalığa yol açıyor. İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, beslenme bozukluğu obezitenin küçük yaşlara kadar indiğine dikkat çekerek; bu durumun nedeninin sosyal medya bağımlılığı ve sebze ağırlıklı tencere yemeklerinden uzaklaşma olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Göral; “Gençlere sağlıklı yaşamı aşılamanın en önemli adımı doğru beslenme konusunda farkındalık yaratmak. İlkokuldan itibaren obezite ve doğru beslenme konusu okullarda anlatılmalı. Okul kantinleri beslenme uzmanlarınca denetlenerek çocuk ve ergen sağlığına uygun listeler hazırlanmalı." dedi.
Gençlerin en büyük hatasının sebze ağırlıklı tencere yemeklerinden uzaklaşmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Vedat Göral, "Dijitalleşen dünyada büyüyen ve hamburger gençliği olarak adlandırılan X kuşağı, ihtiyaçlarına kolayca ulaşmak istiyor. Bu nedenle gençler sosyal mecralarda popüler olan ve kısa sürede tüketebilecekleri besinlere yöneliyorlar. Hayatımız hızla giren sosyal medya beslenme geleneklerimizi değiştirirken sağlığımızla oynuyor ve bizleri ekran başında hareketsiz bir yaşama sürüklüyor." ifadelerini kullandı.
HER 5 ÇOCUKTAN BİRİ OBEZ
Yazdığı 'Ömrü uzatan alışkanlıklar' adlı kitabından alıntılar yapan ve beslenme bozukluğunun pek çok hastalığı tetiklediğini vurgulayan Prof. Dr. Göral, "Amerika'da her 3, ülkemizde ise her 5 çocuktan biri obezite ile mücadele ediyor. Bu veri ise toplumların doğru beslenmediğini ortaya koyuyor. Eskiden 40-50 yaşlarında gözlemlediğimiz rahatsızlıkları artık çok daha erken yaşlarda görmeye başladık. Gençlerde hatta artık çocuklarda sıklıkla karşımıza çıkan obezite, ilerleyen yaşlarda karaciğer yağlanması, kalp damar hastalığı, şeker hastalığı hatta kansere kadar pek çok hastalığın sebebi olabiliyor. Yaşam süresini kısaltıp erken yaşta ölümlere bile yol açabiliyor." dedi.
MUTLULUĞUN ANAHTARI SAĞLIKLI BAĞIRSAKTA
Özellikle bağırsak sağlığının önemine değinen Prof. Dr. Vedat Göral, "İkinci beyin dediğimiz bağırsağın önemi son 20 yılda çok daha iyi anlaşıldı. Çünkü bizim mutluluğumuzu sağlayan hormonların yüzde 95'i bağırsaklarda oluşuyor. Bağırsak yapınız iyiyse ve iyi bakteri sayınız fazlaysa beyine daha çok dopamin gidiyor. Bu da bizlerin mutlu olmasını sağlarlar. Buradan hareketle yüksek yağlı yiyecekler bağırsaktaki iyi bakterilerin azalmasına neden olarak bireylerde kaygı ve depresyona sebebiyet verebilir." açıklamasında bulundu.
TEK ÇÖZÜM FARKINDALIK
Gençlere sağlık yaşamı aşılamanın en önemli adımının doğru beslenme konusunda farkındalık yaratmak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Göral, "İlkokuldan itibaren obezite ve doğru beslenme konusunun okullarda anlatılması gerekmektedir. Aynı zamanda okul kantinleri beslenme uzmanlarınca denetlenerek çocuk ve ergen sağlığına uygun listeler hazırlanmalıdır. Özellikle ebeveynlerde bu konuda bilinçlendirilmelidir. Çünkü masum sandığımız bazı alışkanlıklar aslında çocuklarımıza sağlıksız bir yaşamın ağına itmektedir örneğin aileler çocuklarını başarılı oldukları durumlara karşı hazır gıdalarla ödüllendirdikçe bu çocukların ilerleyen yaşlarda kanser gibi rahatsızlıklara maruz kalmasına neden olabilirler." Dedi. Öte yandan yiyeceklerin birer ödül olamayacağını belirten Prof. Dr. Vedat Güral, "Ebeveynler çocuklarına hediye vermek istiyorlarsa onları sinema tiyatro müze gibi yerlere götürerek çocukların ruhlarını besleyebilirler" uyarısında bulundu.
BAĞIRSAKLARIMIZI NELER ETKİLER?
-Her gün 45 dakika yürüyüş yapan kişilerde bağırsak kanseri riski yüzde 8 -10 azalıyor.
-Haftada 3 gün bulgur yemek bağırsak kanseri olma ihtimalini düşürüyor.
-Haftada 2 gün balık, 2 gün et bolca sebze tüketmemiz gerekiyor.
-Tencere / sebze yemekleri yemeye dikkat edelim.
-Bilinçsiz ve düzensiz kullanılan antibiyotikler bağırsak florasını bozduğu için ileri yaşlarda bağırsak rahatsızlarını beraberinde getirebilir.
Kaynak: https://www.sabah.com.tr